Beyaz Saray’ın sigortası var mı?

Kod Adı Olympus isimli 2013 yapımı Amerikan gerilim filmini daha önce birkaç defa izlemiştim. Son olarak Show TV’de izledim.

Beyaz Saray, teröristler tarafından ele geçiriliyor, ABD Başkanı rehin alınıyor. Başrolünde Gerard Butler’ın oynadığı filmin sondan bir önceki sahnesindeki diyalog daha önceki izlemelerimde dikkatimi çekmemişti. SİGORTAMNEWS’in etkisi midir bilmiyorum ama o diyalog şöyleydi: Beyaz Saray saldırı sonucu yer ile yeksan olmuş vaziyette. Başkan ve kurtarıcısı omuz omuza yıkıntıları arasından çıkar. Kahraman “Kusura bakmayın başkanım, sizi kurtardım ama Beyaz Saray’ı kurtaramadım” der. Başkan gülerek cevap verir: “Onu düşünme, sigortası vardır.”  

Bir sigorta duayeni ile sohbet ederken, “Biliyor musun, Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalarının hiçbirinin sigortası yok” demişti.

Nasıl yani?

Valilik ve belediye başkanlık binalarının sayısı basit olarak çıkarılabilir. Peki, Bakanlıklara bağlı merkez ve taşra birimlerinin binaları?  Adliyeler falan, binlerce bina…

Hepsini geçtim, ya okul binaları! Okul binalarının da mı sigortası yok?

İnanmak zor geliyor ama maalesef doğru!

Devletimiz, vatandaşına binalarını sigorta ettirmeleri için her türlü çağrıyı yaparken, kamu binalarına aynı hassasiyeti göstermiyor.

Oysa her kamu aracının sigortası var. Yine kamu binalarının inşa dönemlerinde ihale şartlarından biri de sigorta. Bina bittikten sonra sigorta yok!   

Misal, DASK diye bilinen zorunlu deprem sigortası vatandaş için zorunlu. Kamu binalarına ise teminat vermiyor. Yani DASK, kamu binalarını kapsamıyor.

Niye?

Bunun sebebi, kamu binalarının vatandaşın vergileriyle yapıldığı için olabilir mi?

Başta Türkiye Sigorta Birliği yöneticileri olmak üzere, sigortacılar sürekli dile getiriyor. Bizler de yazıp çiziyoruz. Son yaşadığımız Kahramanmaraş depreminin acısı hâlâ içimizde. Kaybettiklerimizin yanında ülke ekonomisine yaklaşık 100 milyar dolar zarar getirdi. Bu 100 milyar doların sadece 5 milyar doları sigortalıydı ve sigorta şirketleri tarafından ödendi.

Zararın sigortadan karşılanma oranı ülkemizde yüzde 5 düzeyindeyken Avrupa’da bu oran yüzde 50’lere yaklaşıyor. Kahramanmaraş depreminde 5 milyar dolar yerine sigortadan 50 milyar dolar alınsa iyi olmaz mıydı?

Şimdi bu noktada “İyi ama vatandaş sigorta yaptırmıyor” diyebilirsiniz!

Devlet, vatandaşının gözünde babadır. Çocuklar, babalarını örnek alır.