Röportaj: Sevil GÜMRÜKCÜ / SİGORTAMNEWS
Sevgili İzzet, Belçika’da sigortacılık yapıyor. Biricik eşi Selma ile atlayıp uçağa, kısa bir İstanbul kaçamağı yapmak istemişler. Dünya tatlısı kızları Elia ve Seliz’i anneannelerine bırakıp soluğu İstanbul’a aldılar.
Kısa bir hoş-beşten sonra öteden beri konuşurken, konu sigortaya geldi. İzzet’e “Hadi kısa bir video çekelim, röportaj mahiyetinde” teklifinde bulundum, kabul etti.
Belçika’da sigortacılığın nasıl olduğunu açıkçası ben de merak ediyordum. İlk soru olarak yönelttim. Türkiye’de olduğu gibi Belçika’da da her önüne gelen sigortacı olamıyormuş. Gerekli eğitimin ardından yine kamunun nezaretinde sigortacılıkla ilgili çeşitli formasyonlardan geçmek gerekiyormuş.
Acentelikle açısından bariz farklar bulunuyor. Belçika’da acenteler, bankalarla da çalışabiliyor. Bir nevi banka şubesi gibi… Kredi kullanımında etkin olabiliyorlar. Bu fark onlara özellikle hayat sigortaları satışlarında avantaj sağlıyor. Diğer önemli fark da Belçika’da acentelerin aldığı komisyonlar, Türkiye’ye oranla daha yüksek olması.
İzzet’e trafik sigortalarındaki durumu da sordum. İzzet, “Belçika’da trafik sigortası poliçeleri araçlara değil, sürücülere yapılır. Sürücünün son 5 yıldaki durumuna bakıyorlar. Kaza yapmış mı yapmamış mı? Kaza riski yüksek olan şoförün sigorta poliçesi daha yüksek oluyor” dedi.
İzzet yangın sigortalarından bahsedince kendisine Kartalkaya faciasını sordu. “Türkiye’de bu anlamda insan hayatı maalesef çok ucuz. Duyunca çok üzüldük. Kartalkaya faciası Belçika’da yaşanmaz. Belçika’da da otel sigorta zorunlu değil. Fakat, kontroller çok sıkı. Otel işletmecisi böyle bir riski almaz, sigortasız oteli açmaz. Sigorta şirketi devreye girince yangın ve diğer risklerin gerçekleşmemesi için gerekli tedbirleri alır” şeklinde cevap verdi İzzet.
Keşke Türkiyemiz’de de aynı sigorta bilinci olsa da cennet ülkemizde cehennemi yaşamasak. Bu konuda söylenecek çok söz var ama neyse…
Evet, sevgili İzzet ile her zamankilerin dışında bir röportaj yaptık. Hadi izleyin… Bakalım beğenecek misiniz?