İstiklâl Marşı Şairimiz merhum Mehmet Âkif Ersoy, ‘Çanakkale Şehitlerine’ şiirine “Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi” şeklindeki müthiş dizelerle başlıyor ya; 1 Aralık’tan bu yana Türk Boğazları’nın önü sigortası olmayan petrol tankerleriyle dolmaya başladı. Boğazlarımızda adeta “sigorta harbi” yaşanır oldu.
Aslında kriz 1 Aralık’tan 15 gün önce Türkiye’nin 16 Kasım’da yayınladığı “01/12/2022 tarihinden sonra Türk boğazlarından yüklü olarak geçecek ham petrol taşıyan gemilerin P&I sigorta kuruluşlarından gemi detayı, yükü ve seferinin yer aldığı ve P&I sigortasının bu gemi, sefer ve yük için geçerli ve kapsayıcı olacağı bir mektubun alınması, bu mektubun yine bu sigorta kuruluşları veya temsilcileri tarafından Seyir Planı – 1 raporuna eklenmesi” şeklindeki duyurusuyla başladı diyebiliriz. Yani Türkiye, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçecek petrol yüklü tankerlerden sigorta teyit mektubu isteyecekti. Böylece Pandora’nın kutusu da açılmış oldu. Akıllara hemen “Türkiye, durup dururken neden böyle bir teyit mektubu isteme ihtiyacı duydu?” sorusu geldi. Bu sorunun cevabını siyasilere bırakalım.
Sigorta açısından şöyle bir durum hasıl oldu. ABD, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle Rusya’ya ambargo kararı aldı. Gemilere sigorta hizmeti veren ve verilen teminatları kabul eden büyük ölçekli uluslararası sigorta şirketleri de bu ambargo kararına uyacağını açıkladı. “P&I Sigortası” denen bu sigorta türü, üçüncü şahıslara, çevreye ya da yüke verilebilecek zararları ve bunlara ilişkin cezalardan doğan sorumluluk ve masrafları karşılıyor. Konuşma dilinde kulüp sigortası (İngilizce Protection and Indemnity – Koruma ve Tazmin) kelimelerinin baş harflerini alarak ülkemizde sıklıkla ‘pandi’ olarak da zikredilen P&I sigortası olamayan yüklü bir tankerin Boğaz’lardan geçmesine izin verilemezdi. Sadece tankerler değil P&I sigortası olamayan hiçbir gemi bir limandan başka bir limana yük taşıyamaz.
Şimdi esas soru şu: Boğaz sigorta harbi nasıl bitirilecek?
T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü bir 9 Aralık’ta yayınladığı duyuruda, istenen P&I sigortası teyidini sunan üç tankerin boğazlardan geçişine izin verildiğini açıkladı.
Demek ki yapılması gereken ilk hareket, bekledikleri her gün 50 ile 100 bin dolar zarar eden bu tankerlerin P&I sigorta teminatı sunmaları. Ancak ambargo sebebiyle her gemi sahibinin P&I sigorta poliçesi yaptırması zor görünüyor.
İşte bu noktada çözüm önerileri sunan konunun uzmanlarına kulak vermek gerekiyor. Bu uzmanlardan biri de Deniz Mecmuası Genel Yayın Yönetmeni Kaptan Levent Akson…
COFR benzeri bir uygulama çözüm olabilir mi?
Denizkartalı.com sitesinde yer alan yorumunda Akson, “Çözüm sunulmadan sadece 15 günlük bir ihbar ile bu belgenin talebi kanımızca yanlış olmuştur” diyor ve şöyle bir öneride bulunuyor: “Açılımı ‘Certificate of Financial Responsibility’ olan teminat alınmadan hiçbir gemi değil ABD limanlarına hatta ABD Münhasır Ekonomik Bölgesi’ne dahi giremez. ABD’nin COFR uygulamasının bir benzeri pekâla ülkemizde uygulanabilirdi. İdarenin uygun göreceği /onaylayacağı Türkiye’de yerleşik bir ya da daha fazla sigorta şirketi yetkilendirilip, sadece deniz kirlenmesi, çevreye verilecek zararlar ve batıkların kaldırılmasını içeren bir poliçeyi yazar ve bu poliçeye sahip olmayan hiçbir geminin Türk Boğazları’ndan geçmesine müsaade etmeyebilirdi.”
Bu poliçenin adı “Boğaz Sigortası” neden olmasın?
Akson’un önerdiği COFR benzeri sistemde ortaya çıkacak sigortanın adı Boğaz Sigortası olabilir. P&I hizmeti veren sigorta şirketlerimiz Boğaz Sigortası ile bu teminatı verebilir diye düşünüyorum.