“Yapıntı Doğa” başlıklı sergide Gülçin Aksoy, Nazan Azeri, Seçil Büyükkan, Ahmet Rüstem Ekici & Hakan Sorar, Ekin Saçlıoğlu ve Özlem Şahinler'in resim, video, enstalasyon, dokuma ve heykel gibi farklı türlerdeki yapıtlarına yer veriliyor.
İlk defa izleyicilerle buluşacak yapıtları da içeren sergi, Quick Tower’ın mimari özelliklerinden ve kendisini konumlama biçiminden yola çıkarak kurgulandı. Binanın mimari ayrıcalıkları, çevresiyle kurduğu ilişki, devasa pencereli lobinin döner kapısından girip çıkan köpekler, binanın çevresindeki yemyeşil, canlı ağaçlar, ağaçlara tüneyen kargalar, lobide fütursuzca uyuyan kediler…
“Yapıntı Doğa”, Kozyatağı’nın kalbinde yer alan, her gün binlerce ziyaretçinin vakit geçirdiği ya da ‘gelip geçtiği’ Quick Tower’ın davetkâr ve kucaklayıcı atmosferinden yola çıkarak beyaz küp deneyiminin ötesinde bir sergi olma özelliğini taşıyor. Sergi, “Doğa deyince zihnimizde beliren yalnızca balta girmemiş ormanlar ya da uçsuz bucaksız denizler mi? İnsan eliyle doğru şekilde müdahalede bulunulan, şifalandırılan şehir alanları doğayla ilişkimizi güçlendirebilir mi? Doğa-kültür, insan-hayvan, kadın-erkek, zihin-beden, iş-ev ikiliklerinin dışına taşabilir miyiz?” gibi sorulardan yola çıkıyor.
Sergi turu ve sanatçı konuşmasını içeren paralel etkinlik programı da önümüzdeki günlerde paylaşılacak.
Quick Tower ve Quick Art Space Hakkında:
Uluslararası pek çok ödülün sahibi olan Quick Tower, Viyana merkezli mimar Gerhard G. Feldmeyer-HPP Architekten tarafından denge konseptiyle tasarlandı ve Aralık 2015’te binanın inşaatı tamamlandı. Maher Holding’in Mart 2021’de binaya taşınmasıyla lobi katının dinamik yapısını geliştirmek için kâr amacı gütmeyen bir kültür-sanat alanına dönüştürme fikri doğdu.
Mayıs 2023'te Nergis Abıyeva’nın kurucu direktör olarak göreve başlamasıyla temelleri atılan Quick Art Space ilhamını Quick Tower’ın sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik ve fonksiyonellik ilkelerinden alıyor ve Quick Tower’ın meydanından başlayarak lobi bölümünü kullanıyor. Kâr amacı gütmeyen bir kültür-sanat alanı olarak kurulan Quick Art Space, dinamik ve sürdürülebilir bir platform olmak amacıyla yola çıktı. Disiplinlerarası bir yaklaşımı benimseyerek sergi, atölye, performans, konuşma ve deneysel tiyatro gibi etkinliklerle bir buluşma yeri olmayı hedefleyen platform, yaşayan sanatçıları destekleme ve görünür kılma misyonunu taşıyor. Quick Art Space’in danışma kurulunda sanat tarihçisi, akademisyen ve yazar Seza Sinanlar Uslu, kültür yöneticisi, program küratörü ve yazar Emre Erbirer, mimar ve eğitmen Derin Özken ile yayıncı ve yazar Kültigin Kağan Akbulut yer alıyor.
Quick Art Space, Haziran - Eylül 2023 tarihleri arasında Desen Halıçınarlı, Selin Göksel, Muaz Özden ve Eylül Ceren Ersöz yürütücülüğünde farklı disiplinlerde atölyeler gerçekleştirdi.
Küratör Hakkında:
Nergis Abıyeva (1991), İstanbul Teknik Üniversitesi Sanat Tarihi programında doktora çalışmalarına devam ediyor. Abıyeva, lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünde ve Milano, Brera Akademi’de aldıktan sonra “Tiraje Dikmen’in Sanatı ve Hayatı” başlıklı teziyle MSGSÜ Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat yüksek lisans programından mezun oldu. “1950’lerde Paris’e Giden Ressamlar Bağlamında Tiraje Dikmen” konulu araştırmasıyla 2017’de SALT Araştırma Fonu’nu kazandı. Abıyeva, 2015 - 2017 arasında Maçka Sanat Galerisi’nin 40. Yıl projeleri için arşiv sorumlusu olarak çalıştı ve arşiv sergilerine katkıda bulundu. 2017 - 2020 yılları arasında özel bir koleksiyonda ve Arter’de araştırmacı olarak çalıştı.
2022’de sanatçı Murat Sinkil'in sanatını ve yaşamını ele aldığı “Çağdaş Resmin Dervişi” adlı monografik kitabı yayımlanan Abıyeva’nın sergi/kitap eleştirileri ve söyleşileri Türkçe ve İngilizce olarak 2015’ten itibaren Sanat Dünyamız, Varlık, PRŌTOCOLLUM, Genç Sanat Dergisi, Istanbul Art News, Birikim, Argonotlar, Art Unlimited, Global Art Daily gibi süreli yayınlarda yayınlandı. AWARE platformuna Tiraje Dikmen ve Mihri Rasim’i yazdı.
Küratörlüğünü üstlendiği grup sergileri arasında "Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri” (Summart, 2022), “Bir Başka Sanatçı Kadınlar Atlası” (Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, 2022), “Olağanüstü Denklikler, İnce Benzerlikler” (Mixer, 2021) yer alıyor. 2023’te Gülçin Aksoy'un “Şefkat Nişanı" (Merdiven Art Space), Benal Dikmen'in “Troyalı Kadınlar" ve “Helen’in İkili Yaşamı” (Troya Müzesi, Manfred Osman Kütüphanesi) kişisel sergilerinin küratörlüğünü yaptı. Aynı yıl Clemens Wolf'un Sanatorium’daki “REMIX-Material Archeology” ve Ekin Saçlıoğlu’nun artSümer’deki “Parçalı” sergilerinin katalog metinlerini yazdı, ayrıca Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Sanat Yapıtlarının Pazarlanması ve Altınbaş Üniversitesi’nde Sanat Tarihi derslerini verdi. 2023 yazında Salzburg Academy’den burs kazanarak Jennifer Higgie tarafından gerçekleştirilen “Taking a position: Art & Writing” eğitimine katıldı.
Sanatçılar Hakkında:
Gülçin Aksoy (1965), 1993’ten beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümü öğretim üyesi olarak Halı Atölyesi’ni yürütüyor ve sanatsal üretimini eğitimci kimliğinden ayırmadan, birlikte öğrenmek ve üretmek üzerine konumluyor. Öğrencileriyle birlikte gerçekleştirdiği projelerden biri olan ‘Öğrenme Süreci’, İtalya’nın Boozen kentinde yer alan ‘Academiae - Youth Art Biennale’de sergilendi. Halı Atölyesi sürecinin bir parçası olan Atılkunst kolektifi de birlikte üretim modellerinden biriydi.
2023’te son kişisel sergisi “Şefkat Nişanı” Nergis Abıyeva küratörlüğünde Merdiven Art Space’te açılan Gülçin Aksoy’un kişisel sergilerinden bir kısmı Depo İstanbul, Galata Rum Okulu, Zilberman Galeri, Pasaj ve Evliyagil Dolapdere’de gerçekleşti. İşlerinin gösterildiği çok sayıdaki uluslararası serginin arasında Mobilising Memory (Viyana), 4. Çanakkale Bienali, City Scale (Münih) ve 1. İstanbul Yaya Sergileri yer alıyor. Kendisinin de sergi ekibinde olduğu, kolektif ve bağımsız bir bilinçle gerçekleştirilen “Yerli Malı”, “Aileye Mahsustur”, “Yurttan Sesler” gibi sergiler de, Aksoy’un 1990’lardan itibaren süregelen pratiğini takip edebilmek açısından önemli bir yerde duruyor.
Nazan Azeri (1953), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmasının ardından bir süre avukatlık yaptıktan sonra 1989’da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünde sanat eğitimine başladı. Aynı kurumun Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde “Batılılaşma Hareketleri İçinde İlk Kuşak Kadın Ressamlar” başlıklı yüksek lisans tezini (1996) yazdı. “Görsel Sanatlarda Oyunsallık - Rönesans, Dada, Sürrealizm” başlıklı teziyle 2000’de sanatta yeterliliğini tamamladı. Beykent Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar fakültelerinde ders verdi.
Azeri’nin kişisel sergilerinden bir kısmı Karşı Sanat Çalışmaları, Mine Sanat Galerisi, Marmara Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi, CDA Projects gibi yerlerde gerçekleşti. Yurt içi ve yurt dışında katıldığı grup sergilerine NordArt 2023 kapsamında Büdelsdorf’ta “Country Focus-Turkish Pavilion” Odunpazarı Modern Müze’de “Günün Sonunda”, İspanya’da “Contraviolencias”, Berlin Akademie der Künste’de “İstanbul Next Wave” örnek gösterilebilir. Azeri, 2000’lerden itibaren resim, fotoğraf, video, performans ve enstalasyon üretiyor.
Seçil Büyükkan (1984), Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı Sanatları bölümünü bitirdi. 2005-2006 yılları arasında Polonya’da Akademia Sztuk Pieknych we Wrocklawiu’da öğrenim gördü. Yüksek lisansını Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim anasanat dalında yaptı. 2005’te Devlet Resim ve Heykel Yarışması’ndan ve 2013’te ESSL Art Award yarışmasından sergileme ödülü kazandı. 2017’de 3. Güncel Sanat Proje Yarışması’nı kazanan Büyükkan’ın kişisel sergileri Martch Art Project, Mixer ve Summart’ta; grup sergileri ise Kasa Galeri, Pilevneli, Zilberman, Çağla Cabaoğlu Galeri’de gerçekleşti. Tüyap Sanat Fuarı, Contemporary Istanbul, Artweeks Akaretler gibi fuarlara katılan Büyükkan’ın yapıtları Odunpazarı Modern Müze, Papko Art ve Hitay koleksiyonu gibi koleksiyonlarda yer almaktadır.
Ahmet Rüstem Ekici (1983), 2008’de Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun oldu. Uzun yıllar sahne tasarımcısı olarak çalıştı. MEF Üniversitesi Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde Kamera İçin Alan Tasarımı ve Mekânlarda İllüzyon derslerini veriyor. Artırılmış ve sanal gerçeklik üzerine çalışan sanatçının yapıtları, Ars Electronica Concrete House, CADAF Online, XX Art Flaneire, Museari Queer Arts Museum, YARAT Contemporary ve Thessaloniki Queer Arts Festival’de sergilendi.
Türkiye’de gerçekleştirilmiş ilk artırılmış gerçeklik sergilerinden biri olan “Hamam”ın ardından sanal gerçeklik deneyimi olarak “Sauna” sergisini kurguladı. U.S. Educational and Cultural Affairs / ZERO1 tarafından American Arts Incubator Amplify 2019’a seçilen sanatçı, dijital çalışmalarını sürdürüyor ve artırılmış gerçekliğin potansiyellerini araştırıyor. Ekici, aynı zamanda artırılmış gerçeklik uygulaması Artivive’ın marka elçisi ve Meta Creators of Tomorrow programı katılımcısı.
Ekin Saçlıoğlu (1979), Mimar Sinan Üniversitesi Resim bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. İlk kişisel sergisini 2004’te Bir Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirdikten sonra "Biraz Daha Yakından" (2005), "Hikayeci Bellek" (2007), "Tavşan Uykusu" (2009), "Şoktayım Ama Şaşırmadım" (2011), "Çukur” (2012) ve “Seç Sakla” (2015) başlıklı kişisel sergileri x-ist'te, ‘‘Bunlar Fabl Değil Çocuklar” (2017) Galata Rum Okulu’nda, ‘‘Dünya Kalıntısı ve Yeni Çiçekler’’ (2018) Galeri Nev Ankara’da, “Parçalı” (2023) artSümer’de izleyiciyle buluştu.
Yapıtlarının gösterildiği yerler arasında Mardin Bienali, Mixer, Yapı Kredi bomontiada, Galeri Nev İstanbul, 7. Çanakkale Bienali, Odunpazarı Modern Müze, Evliyagil Dolapdere, Yekaterinburg Tarih ve Arkeoloji Müzesi, Abdülmecid Efendi Köşkü, İstanbul Modern, Platform 3 Münih, Elgiz Müzesi ve Kasa Galeri yer alıyor. Saçlıoğlu ayrıca Strasbourg, Hong Kong, Dubai, Basel ve Miami’de gerçekleşen sanat fuarlarına katıldı.
Hakan Sorar (1991), mühendis olarak eğitim gördükten ve bir süre bu alanda çalıştıktan sonra yeni medya sanatına yöneldi. Fotoğraf ile başladığı sanat pratiğine, dijital araçların görüntü oluşturma biçimleri üzerinden devam ederek 2020’de “Through the Skin” başlıklı ilk kişisel sergisini gerçekleştirdi. Sorar, üç boyutlu yazılım, dijital kopyalama ve üretim gibi dijital araçları kullanıyor. Dijital fotoğraf ve dijital kolajlara temellenen üretimleri, sanal kameraların, mekânların ve dijital yazılımların imkân sahasının çok ilgisini çekmesiyle, artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik, yapay zekâ, üç boyutlu modelleme ve animasyon araçlarıyla üretilen hareketli görsellere dönüştü. Aşıklı Höyük Dostları Derneği’nin yürüttüğü sanat ve arkeoloji projesi olan “Kazı İzleri” sergisinde yer alan sanatçı, 2020 yılında Piksel Yeni Medya Misafir Sanatçı Programı’na katıldı.
Özlem Şahinler (1994), 2019'da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları lisans programını tamamladı. Lisans boyunca heykel bölümünden de dersler alarak yoğunlaştığı ilgi alanlarını genişletti. 2014 - 2016 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümüne bağlı ''Yer_den Yüksek'' adındaki grupla çocuk, oyun, sanat ve mimarlık üzerine atölyeler gerçekleştirdi. Temel sanat derslerinde sorgulanan sanat, saflık ve içtenlik gibi kavramları, çocuklar ile birlikte süreç odaklı atölyelerle deneyimleyerek sergiler düzenledi.
Şahinler, 2019 Mamut Art Project kapsamında açılan yarışmayı kazanarak ''Tin ve Ten'' adını verdiği yapıtlarını sergiledi. 2022 yılında, küratörlüğünü Nergis Abıyeva ve Uras Kızıl’ın yaptığı ‘’Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri‘’ adlı grup sergisinde ve Darağaç kolektifinin ‘’Rotasyon'' sergisinde yer aldı.