Sigorta Gündemi

Sigorta sektörü dayanıklılığını ve güçlü oluşunu kanıtladı

Türkiye Sigorta Birliği düzenlediği ‘Koruma Açığının Azaltılması: Türkiye'nin Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik Yolculuğu’ temasıyla gerçekleştirilen 3. Uluslararası Sigorta Zirvesi'nin ikinci gününde depremlere karşı dayanaklılığın artırılması ve bu yöndeki koruma açıklarını kapatılması yerli ve yabancı uzmanlar tarafından tartışıldı.

Sigorta sektörünü büyütmek ve Türkiye ekonomisine katma değer sağlamak için çalışan sektörün rehber kuruluşu Türkiye Sigorta Birliği (TSB) liderliğinde bu yıl Sigorta Tatbikatçıları Derneği, IUC ve Middle East Insurance Review’ın organizasyonunda gerçekleşen 13. Sigorta Haftası’nda düzenlenen 3. Uluslararası Sigorta Zirvesi'nin 2.günü önemli panellere sahne oldu.

Zirvenin 2.günü açılış konuşmalarını Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz, Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı ve SEDDK Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin yaptı.

SEDDK Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve demografik dönüşüm neticesinde oluşan koruma açıklarının giderilmesi ve önlenmesi noktasında sigortanın önemine vurgu yaparak, kamu tarafında piyasanın sürdürülebilirliği üzerinde çalışmaların devam ettiğinin altını çizdi. Emine Feray Sezgin, uzayan yaşamdan dolayı emeklilikte, medikal enflasyondan dolayı da sağlık sigortacılığında önemli açıklar olduğunu belirterek, "Sigorta sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği için uzun vadeli bakım sistemleriyle de dayanıklılık sağlanmalı. Aksi takdirde tasarruflar sağlık masraflarına gidecek. Önleyici bakım olmazsa tasarruflar daha da azalacak" diye konuştu. 

SEDDK Başkan Yardımcısı Sezgin, sektör için ortak akıl ve iş birliğiyle çalışıldığına vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü: “Sigortacılığın gelişmesi, BES’in daha cazip hale gelmesi için çalışmalarımız sürüyor. TES’de de son aşamaya gelmiş bulunmaktayız.”

ÖZGÜR OBALI: “SİGORTA SEKTÖRÜ GÜÇLÜ BİR SEKTÖR”

Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı, konuşmasında sigorta sektörünün önemini vurgularken, finansal koruma sağlama işlevinin hem bireyler hem de işletmeler için kritik olduğunu belirtti. Obalı sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigortacılar, sundukları finansal koruma sayesinde vatandaşların ve işletmelerin yaşadığı zorlukları hafifletir ve günlük yaşamın sürdürülebilmesi, ekonomik refahın sağlanması açısından önemli bir rol oynar. Bu durum sigorta sektörünün ekonomik büyümeye katkısının altını çizen önemli bir noktadır. Ayrıca, sigorta şirketlerinin risk azaltma ve yönetme konusundaki bilgi birikimi ve uzmanlığı, iklim değişikliği ve siber güvenlik gibi yeni ortaya çıkan riskler karşısında bireylerin, işletmelerin ve kamu sektörünün daha dirençli olmasına yardımcı olur."

Obalı, sigorta sektörünün bireylerin geleceğe yatırım yapmasını teşvik ettiğini de vurgulayarak, "Kâr paylaşımı, garantili ürünler ve biyometrik teminatlar gibi sigorta ürünleri sayesinde, küçük birikim sahipleri ve yatırımcılar, riskten kaçınma korkusuyla yatırım yapmaktan çekinmez hale gelirler" dedi.

Sigorta sektörünün güçlü bir sektör olduğuna vurgu yapan Obalı, "Sigorta sektörü özellikle zor zamanlarda dayanıklılığını ve güçlü oluşunu kanıtlamış durumda. Artık finansal sektör içindeki payını artırmak durumundayız. Türkiye Sigorta Birliği olarak yeni hedefler belirledik ve bu hedeflere ulaşmak için stratejiler geliştiriyoruz. Topluma ve ekonomiye katkı sağlamaya kararlılıkla devam edeceğiz." diye konuştu.

FAHRİ ALTINGÖZ: “PENETRASYONLA İLGİLİ CİDDİ BİR YOL ALMAMIZ GEREKLİ”

Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz ise zirve boyunca siber sigortalar ve afet sigortalarında sürdürülebilir stratejilerin nasıl kurulacağının tartışıldığının altını çizdi.  Gençler için hayat sigortaları ve özel emekliliğin geleceğinin tartışıldığını da belirten Altıngöz, konuşmasının devamında sigorta açığıyla ilgili şunları söyledi: “Teminatın kendi içinden kaynaklanan bazı açıkların yanı sıra, bir de sigorta edilmeyen risklerden kaynaklanan boşluklar var. 1999 İzmit depreminde 11-12 milyar dolar kayıp, 750 milyon dolarlık hasar ödemesi yapıldı. Yani o dönemde yüzde 6-7 sigortalı kayıp vardı. Geçen yılki Kahramanmaraş depremine baktığımızda da benzer bir oran görüyoruz. 106 milyar dolarlık toplam hasarın 6 milyar doları sigortalıydı. Korelasyon benzer oranda iki büyük depremde. Yani penetrasyonla ilgili ciddi bir yol almamız gerekli. Penetrasyon ve sigortalılık oranının sektördeki en önemli konu başlığı olduğu görülüyor.”

Ömrün uzamasıyla birlikte hem sağlık hem de evde bakımın önemli konu başlıkları olacağını ifade eden Altıngöz, dijital teknolojilerin yeni ürün ve hizmetleri de dönüştürdüğünü, bu doğrultuda sigorta ürünlerinin ihtiyaca uygun ve esnek olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

ZİYA ALİYEV: “AZERBAYCAN’DA SİGORTA SEKTÖRÜNÜN MALİ SEKTÖRDEKİ ROLÜ ARTIYOR”

Açılış konuşmalarının ardından Azerbaycan Cumhuriyeti Merkez Bankası İcra Direktörü Ziya Aliyev ise Gelişen Azerbaycan Sigorta Pazarındaki Fırsatlar ve Zorlukları anlatan bir sunum gerçekleştirdi.  Ziya Aliyev konuşmasında Azerbaycan ekonomisinin gelişimi, ekonomik potansiyelin sigorta potansiyelinin tetiklenmesi için öne çıkan faktörlere değindi. Azerbaycan sigorta sektörüne ilişkin bilgiler paylaşan Aliyev amaçların ülke kaynaklarının korumasını artırmak olduğunu söyledi.  Aliyev, “Genç nüfus sigortacılığın gelişmesi için Azerbaycan’da fırsat. Penetrasyon yüzde 1 civarında. 800 milyon dolarlık üretim var. Sağlık ve yangın en büyük ihtiyari sigorta branşları. Zorunluda en yaygın trafik sigortası, konut sigortası da ikinci. Sigorta sektörünün mali sektördeki rolü de artıyor. Toplumun sigorta bilincini arttırmak da temel hedeflerimizden biri.” dedi.  Aliyev sunumunda Azerbaycan Merkez Bankası'nın sektöre yönelik stratejilerini ve son 5 yılda alınan aksiyonları paylaştı.

PROF. SİNAN AKKAR: “DEPREM KAYIP MODELLERİ KRİTİK ÖNEMDE”

Ziya Aliyev’den sonra T-Rupt Afet Modelleme ve Veri Analitiği Departmanı Direktörü Prof. Sinan Akkar “Reasürans Sektörü için Deprem Kayıp Modellemesinin Temelleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Akkar, sunumunda deprem kayıp modellemesinin temel ilkelerini ve reasürans sektöründeki kullanımını ele aldı. Deprem kayıp modellemesinin depremlerin sosyal ve finansal etkilerini tahmin etmek için kullanılan önemli bir araç olarak tanımlayan Akkar, "Deprem kayıp modelleri, gelecekteki olası deprem olaylarının sıklığını ve portföy üzerindeki etkilerini tahmin etmek için olasılık teorisine dayanır. Bu modeller, farklı aşılma olasılıklarına göre sigortalı portföyler için potansiyel kayıpları öngörür ve bu kayıpların mekânsal dağılımını tahmin eder. Deprem kayıp modellemesi, reasürans kapasitesinin belirlenmesi, büyük depremler sonrası nakit akışı ve operasyonel planlama, sigorta primlerinin rasyonalize edilmesi gibi pek çok alanda kritik bir rol oynar" dedi.

Zirvenin ikinci günü açılış konuşmalarından sonra yerli ve yabancı değerli birçok uzman ismin yer aldığı "Türkiye’de Depreme Dayanıklılığın Artırılması: Kritik Konuların Ele Alınması ve Koruma Açığının Kapatılması", "Yenilikçi Deprem Riski Çözümleri: Gelişmiş Dayanıklılık için Sensör Tabanlı Parametrik Kapsama ve İzleme" ve  "Sigortacılıkta Yapay Zekâ, Makine Öğrenimi ve Gelişen Teknolojilerin Gücünü Ortaya Çıkarmak : Uygulamalar, Zorluklar ve Fırsatlar" başlıklarını içeren paneller de yapıldı.