Getir’in kurucu ortağı Serkan Borançılı’ya ait Atina adlı yatın İtalya’da yanması haberlerinden sonra sigorta dolandırıcılığı bir defa daha gündeme geldi. Haberin sosyal medya paylaşımlarının altına yapılan yorumlarda yatın sigortadan para almak için bilerek yakıldığı iddia ediliyordu.
Bu tip yalan yanlış iddialar her fabrika yangınından sonra da dillendirilir. Nerede bir ticarethane veya fabrika yansa, “Zaten batıyorlardı, sigortadan para alabilmek için bilerek yaktılar” şeklindeki yorumlar, hepimizin kulağına gelmiştir.
Sahi, sigortayı yani sigorta şirketini kandırmak o kadar kolay mı?
Hemen belirtelim, bizim “kandırmak” dediğimiz konu, kanunlarımızda “sigorta dolandırıcılığı” olarak geçiyor ve “nitelikli dolandırıcılık” kapsamındadır.
Sigorta dolandırıcılığı TCK’nın 158. maddesinin 1 k bendinde düzenlenmiştir. TCK’nın 158/1-k hükmünde dolandırıcılık suçunun sigorta bedelini almak maksadıyla işlenmesi halinde, nitelikli hal için öngörülen üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarının da suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Kanunla cezası belirlendiğine göre demek ki sigorta dolandırıcılığına kalkışanlar oluyor. İnternette araştırma yaparsanız, sigorta dolandırıcılığı yapanlarla ilgili yüzlerce haber görebilirsiniz.
Sigorta dolandırıcılığına yeltenenler, yakayı ele vermiş ve gerekli cezaya çarptırılmıştır.
Ayrıca, hukuki süreçten önce bir de ekspertiz çalışması yapılır. Sigorta şirketleri, risk gerçekleştiğinde “Hemen gel paranı al” demiyor. Sıkı bir ekspertiz işleminden sonra çıkan rapora göre ödeme yapıyorlar. O eksperler herhangi bir suistimal tespit ederlerse vay o sigortalının haline. Ağır yaptırımlar kendisini bekliyor olacaktır.
Tam bu noktada “Amacına ulaşan olmamış mıdır?” sorusu akıllara gelebilir.
Her şeye rağmen “olmamıştır” diyemeyiz.
Veli Karadeniz / SİGORTAMNEWS / 13 Ağustos 2024