“Marifet iltifata tabidir” diye bir özdeyiş vardır, duymuşsunuzdur muhakkak… İşte bu makaleyi bu mantık çerçevesinde değerlendirmenizi rica ediyoruz. Yani bu makalede övgü dolu sözler okuyacaksınız. Geride bıraktığımız son dört günde iyi şeyler gördük, iyi şeyler yazdık. Kötü şeyler görseydik, onu da sizlere birebir aktarmaktan imtina etmeyeceğimizi bizleri yakından tanıyanlar iyi bilir.
Quick Sigorta’nın acentelerine yönelik düzenlediği “Acenteler Toplantısı”nı yakından takip ettik. Sigorta sektörüne yeni yayın yapmaya başlayan bir yayın olmamıza rağmen Quick Sigorta’nın bu davetinden mutluluk duyduk. Quick Sigorta’nın kuruluşunun ilk aylarında kullanılan “Şirket yeni biz eskiyiz” mottosu gibi, biz de 30 yılı aşmış medya geçmişimize dayanarak “SİGORTAMNEWS yeni, biz eskiyiz” diyebiliriz.
Mutluluk duyduk çünkü, sigorta sektörüne yönelik veya genele yayın yapan önde gelen yayın organlarının temsilcileri oradaydı.
Mutluluk duyduk çünkü sigortacılık gibi yüzde 50’sinden fazlası yabancıların elinde olan bir sektörde yerli bir sermayedarın nasıl bir başarı elde ettiğini gördük.
Mutluluk duyduk çünkü, bu yerli sermayedarın kazandığını, birileri gibi başka yerlere götürmüyor. Yatırım üstüne yatırım yapıyor. Üstüne üstlük okul yaptırıyor okul.
Quick Sigorta tarafından Aralık 2019’da temeli atılan 32 derslikli Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nun resmi açılışı 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde kalabalık bir katılımla gerçekleşti. Acente toplantısı da o müthiş açılışla başladı. Bizim şahit olduklarımızı siz de görseniz, inanın bana “Bu övgüler az bile” derdiniz.
Sadece şunu söyleyelim, gerisini siz hesap edin. Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nda, sadece Türkler değil 26 farklı ülkeden öğrenciler de eğitim görüyor. Bir sınıfta Türk öğrencinin yanında Rus, Alman veya Uzakdoğulu, hatta Afrikalı öğrenci görmek mümkün. Sanırsınız, Gülseren - Hüseyin Doğan İlkokulu’nu Quick Sigorta değil de Birleşmiş Milletler yaptırdı.
Şimdi şöyle 30-40 yıl sonrasını bir düşünelim. Bu okuldan yetişen yabancı bir öğrencinin kendi ülkesinin yönetiminde söz sahibi olduğunda Türkiye hakkında kötü kararlar alması mümkün mü? Bunu hayal edince gözümüz yaşardı. Olur mu olur!
Okul açılışının ardından 500’den fazla acente temsilcisinin kusursuz bir organizasyonla acente toplantılarının yapılacağı otele intikali sağlandı. “Kusursuz” diyorum çünkü bardaktan boşanırcasına deyiminin yetersiz kaldığı bir yağmur yağıyordu. Ben bu yağmuru bizim memlekette bile görmedim. Yağmur ama ne yağmur!
Otelde ilk akşam, kamu tarafında sigortacılığın bir numaralı ismi olan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu’nun katıldığı “Sigorta Gündemi” toplantısı yapıldı. Acentelerin yoğun ilgi gösterdiği ve tüm sıkıntılarını takır takır dile getirdikleri toplantının diğer konukları Maher Holding CEO'su Levent Uluçeçen, Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut ve STD Başkanı Fahri Altıngöz’dü.
Oteldeki ikinci günde öğleden önce Quick Sigorta’nın bağlı olduğu Maher Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Erdemoğlu, kuruluş hikayesini tüm içtenliğiyle anlattı. Öğleden sonra yapılan Quick Sigorta Vizyon Toplantısı’nda ise acenteler “Quick Finans” sürpriziyle karşılaştı.
Quick Finans, 31 Aralık 2021 tarihinde kuruluşunu gerçekleştirmiş ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) 7 Haziran 2022’de faaliyet izni almıştı. Bildiğiniz banka gibi. Artık Quick acenteleri hem banka gibi kredilendirme yapabiliyor hem de sigorta şirketi gibi poliçe kesebiliyor. Maher Holding CEO’su Levent Uluçeçen ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar işte bu yüzden “Acentelerimizin yürüyüşü değişecek” diyordu. Bu arada acente toplantısının son günü amcasını kaybeden Levent Uluçeçen’e başsağlığı, merhuma rahmet diliyoruz.
Üçüncü günde acentelerin çok heyecanlandığı masa toplantıları gerçekleşti. Acenteler, tüm branşlarda kurulan masalarda görüşlerini, önerilerini ve tekliflerini birebir konuşma fırsatı buldu.
Son günün akşamında ödül törenin de yapıldığı müthiş bir galayla acente toplantıları son buldu.
Dedik ya ne gördüysek onu yazarız diye… Ödül alan acentelere şöyle bir baktım, çoğu birden çok şubesi olan acenteler. Haliyle prim üretimi ve poliçe adetleri, tekli acentelere oranla kat be kat fazla olacaktır. Bir yanda 100 şubenin ürettiği rakam bir acenteye yazılıyor, öte yanda tekli acente o şubeli acenteyle yarıştırılıyor. Bizce ödül kategorileri, şubeli acentelere ayrı, tekli acentelere ayrı uygulanmalıydı.
Hemen altını çizelim, acente ödüllerinde sadece Quick Sigorta değil diğer sigorta şirketleri de tekli-şubeli ayrımı yapmıyor.
Şimdi dönelim yazımızın giriş paragrafındaki “Marifet iltifata tabîdir” özdeyişine. Bu özdeyiş ünlü şair ve edebiyatçı Muallim Naci’ye aittir. Biliyor musunuz, “Marifet iltifata tabîdir”in bir de devamı var.
Quick Sigorta acenteleri işte buraya dikkat: "Marifet iltifata tabidir. Müşterisiz metâ zâyidir."
“Metâ” derken, üretilen mal, alıp-satılan mal kastediliyor.
Velhasılı kelam, Quick Sigorta’nın ürettikleri poliçeler müşteriye ulaşmazsa koskocaman bir kayıp oluşacak. Quick Sigorta acenteleri olarak o müşterileri bulacak ve o kaybı ortadan kaldıracak olan sizlersiniz. Quick Sigorta yönetimi de bu marifetinize iltifat edecek.
Saygıyla sevgiyle…