Quick Sigorta, Corpus Sigorta ve Quick Finans’ı bünyesinde bulunduran Maher Holding’in Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, TGRT Haber’de Celal Toprak sunduğu ‘İş Dünyası’ programının konuğu oldu. Yaşar, konuşmasına “Depremlerde kaybettiğimiz canlar için Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Hep birlikte el ele vererek bu yaraları bir an önce saracağımızı umuyorum ve bundan da eminim” diyerek başladı.

Sigortanın hayatımızın en önemli unsurlarından olduğuna vurgu yapan Yaşar, “İhtiyaç olmadığında varlığını çoğu zaman hissetmiyoruz ama sigorta olmadığında hayatımızın ne kadar zorlaştığını görüyoruz. Dolayısıyla bu tür dönemlerde sigorta kendini hissettiriyor. Yaptığımız iş zor bir iş. Hayatın her alanıyla ilgili bir iş yapıyoruz” dedi.

Yaşar, “Gölcük depremi ile bir zorunluluk doğmuştu ve çok önemli yasal düzenlemeler yapılmıştı. Doğal Afet Sigortaları Kurumu o dönemde kurulmuştu. O dönemde hem yönetmelikler yenilenmişti hem de yapı denetim sigortasına yönelik birtakım düzenlemeler yapılmıştı. Önce kanun hükmünde kararname ile yapılan düzenlemeler sonrasında afet sigortaları kanunu ile kalıcı hale getirildi. Önemli olan farkındalık oluşturulmasıdır. Depremler gibi kriz dönemlerinde konuşuyoruz ama tekrar unutulup normal hayata devam ediyoruz” diye konuştu.

Türkiye'deki konutların yaklaşık yüzde 55'i zorunlu deprem sigortasına sahip olduğuna dikkat çeken Yaşar şunları söyledi:

“Ülkemiz tamamen deprem bölgesinde. Dolayısıyla bizim varlıklarımızı korumamız gerekiyor. Aslında bunlar hepimizin varlıkları. Zorunlu deprem sigortası ve ihtiyari sigorta olmasına rağmen ‘Kardeşim varlıklarınız sigortalı’ diyerek kendimizi geri çekmiyoruz. Ülke olarak hemen kenetlendik ve herkes gücü yettiğince bölgeye yardım götürmeye çalıştı. Şu noktada ‘Sigortanı yaptırsaydın’ demiyoruz. Bizler aslında birey olarak normal zamanlarda birbirimize ‘Sigortanın yaptır kardeşim’ demeliyiz. İşte o zaman kriz oluştuğunda bu yardımları almamıza gerek kalmayacak. Sigorta sistemi zaten görevi gereği getirip zararı yerine koyacak. Rakamlarla konuşmak bu tip afetlerde insanı gerçekten zorluyor. Ama bir yandan da her şey gelip geçiyor ve hayat devam ediyor.”

Yaşar, “Bizim kalkınmamızı sürdürebilmemiz için, ülkemizin refahını sürdürebilmemiz için kaynaklarımızı doğru kullanmamız gerekiyor. Zararları takviye edebileceğimiz imkânlarımız var. Örneğin bir sigorta kavramamız var bir de tazmin edici sigorta kavramımız var. Biz şimdi yapı denetim sigortalarını konuşmaya başladık. Sigortacılıktaki çatı kuruluşumuz Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) bizleri hızlıca topladı ve dedi ki ‘Biz bu konudaki etkinliğimizi nasıl arttırabiliriz. Sigorta sisteminin denetleyici unsurunu nasıl kullanabiliriz.’ Daha önce bina tamamlama sigortalarını konuştuk. Bazı müteahhitlerin o sigortayı almaması gerektiğini vurguladık” dedi.

“Nitelikli malzeme kullanmıyor ve işini düzgün yapmıyorsa bina tamamlama sigortasını alamamalı” diyen Yaşar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kötü niyetli müteahhidi sigorta sistemi engelleyecek. Sigorta bir anlamda denetleme görevi yapıyor. Sigorta aslında tazmin eden bir unsur değil. Sigorta aynı zamanda akredite eden ve derecelendiren bir sistem. Dolayısıyla riski en baştan önlemeye çalışıyor sigorta sistemi. Bir inşaatı sigortalayacağımız da oradaki eksikleri söylemedeki amacımız işleri zorlaştırmak değil. Zaten sigortacılık büyük sayılar kanunu. Biz büyük sayılara büyük poliçeleri yapıp büyük sayılara ulaştığımız zaman sigorta şirketleri faaliyetlerine devam eder. Ama önemli olan bu zararları önleyebilmeyi de başarmak.” 

Editör: Veli Karadeniz