NTV’de Noyan Doğan’ın sunduğu Bakış programında “Sürdürülebilir Mobilite / Ortak Gelecek Ortak Hedefler” konuşuldu. Program konukları AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ve Sürdürülebilir Mobilite İnisiyatifi Kurucu Üyesi Seçil Şendağ oldu.
Günümüzde insanların çevreye zarar verme hızının doğanın kendini yenileme hızından daha yüksek olduğunu vurgulayan Ölken, “Hayatımızın sürdürülmesine katkı sağlayan doğal varlıkları çabuk tüketiyoruz. İklim değişikliği açısından takip edilen bir parametre var. Her yıl geriye gelen bir küresel ısınma günü tespit ediliyor. Artık her yılın sonunda beklenen küresel ısınma oranı yakalanırken şu anda Temmuz-Ağustos ayında o yılla ilgili bütün kaynakları tüketmiş oluyoruz. Aslında 1.75 dünya kadar kaynak tüketiyoruz. Bir kere burada bir el sıkışmamız lazım. Burada çok ciddi bir tehdit var” dedi.
İş insanı olarak bizler ne yapmalıyız?
Sürdürülebilir Mobilite hakkında bilgi veren Ölken, “Bizim görevimiz aslında bu programda, sivil toplum kuruluşlarında, düşünce kuruluşlarında farkındalık oluşturmak. Kamunun da çok önemli görevleri var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın içine iklim kelimesi girdi. Bence bu çok anlamlı ve önemli ama işlevsellik kazanması lazım. Eğitimin her aşamasında bu işlevsellik kazanmanın yanında müfredatlara eklenmesi gereken konular var. İş insanı olarak bizler ne yapmalıyız? Kendi iş kollarımızda bununla ilgili farkındalık oluşturup, rol model şirketler olmamız lazım” diye konuştu.
Kurum olarak hibrit araçlara döndük
Ölken şunları söyledi: Sürdürülebilir Mobilite İnisiyatifi gibi STK’lara, derneklere destek olmakla farkındalığı arttırmanın yanında, diğer tarafta AXA olarak ne yapıyoruz. AXA bütün dünyada globalde fonlarını değerlendirirken yeşil enerji ağırlıklı fonlara destek veriyor. Bizler şirketlerimizde yeşil enerji veya yeşil enerjiye dönük ürünler geliştirmeye çalışıyor. Burada sürdürülebilir mobilite inisiyatifi kapsamında değerlendirilebilecek belki micro mobilite denilebilecek… Bugün büyük şehirlerdeki bütün yeni taşıma araçlarını bu mini bisikletler, işte hepimiz görüyoruz. Bunlara odaklı, bunlara dönük ürünler geliştirmek durumundayız. Hepsi aslında bu ekosistemin ayakta kalması için en önemli varlıklar. Kurum olarak biz hibrit araçlara döndük. Kurum olarak enerjimizi nereden alacağımıza bakıyoruz. İklim değişimiyle ilgili yaşanan riskleri minimize edecek parametrik sigortalar üretiyoruz. Ama bunlar akışta zaten olan ve olmak zorunda olan şeyler. Sürdürülebilir mobilite inisiyatifi de özellikle hareket kısmı ile alakalı. Yani küresel ısınma ve gelecek tehditlerindeki hareket kısmıyla ilişkili dünyadaki ve Türkiye’deki bütün yenilikleri takip ediyorlar. Atılması gerek adımları atıyorlar. Ben saygıyla karşılıyorum. Çok vakit harcıyorlar. Dernekte çalışan arkadaşlarımız her yerde. Bunların konuşulmasını sağlamamız lazım. Şu anda o aşamadayız.”
Gençlerde muazzam bir farkındalık var
“Sürdürülebilite konusunda bilinçten önce farkındalık oluşturmamız lazım” diyen Ölken, “Yani sizlerle beraber uzun yıllardır hem sektörde hem bu programda faaliyet içindeyiz. Farkındalığın hızlı arttığını söyleyebilirim. Birdenbire bu farkındalık yukarı doğru eksponansiyel (Hızlı artış veya azalışı vurgulamada kullanılır) bir eğri şeklinde gidiyor. Bu, tüm kesimler için geçerli. Özellikle üniversite öğrencilerinde, gençlerde muazzam bir farkındalık var. Kaldı ki hem paylaşım ekonomisine destek veren gençler, hem de mikro hareketliliği benimsemiş, yani bu scooterlar, elektrikli bisikletler, akıllı şehirler. Çok farkındalar hem hayat konforlarını önemsiyorlar, hem de bunun küresel ısınmaya olan olumsuz etkisinin farkındalar” şeklinde konuştu.
Akıllı şehirler veri ile yönetilecek
Ölken, “Bir kere farkındalık hususunda başlama vuruşu yapmıyoruz. Biz farkındalığı ileri seviyeye getirdiğimizi düşünüyorum. Aksiyon alma konusunda daha konsolide çözümlere ihtiyaçlar var. Kamu otoritesi ile özel sektörün daha fazla birleşmesi gerekecek. Özellikle enerji tüketimi ile başlayan ve yeni dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bu konuda inisiyatif geliştirdiğini görüyoruz. Bunlar önemli, olacak. Ancak basit bir örnek verecek olursak biz İstanbul’da büyük bir metropolde çalışıyoruz. Bir trafik ışığında 400 aracın arka arkaya dizildiğini düşünün ve orada 10 dakika motorlar çalışarak harcanan, tüketilen yakıt ve doğaya verdiğimiz salınımı engelleyemiyoruz. Şimdi trafikte akıllı şehirler veri ile yönetilecek ve yerel idareler buralara yatırım yaptığında aslında bugün trafik sistemlerinde bile farklı akışkanlıkların olması gerektiğini biz sürdürülebilir mobilite inisiyatifi kapsamında görüyoruz. Akademisyenlerin getirdiği çalışmalar da bunu gösteriyor. Bunların ete kemiğe bürünmesi lazım” dedi.
Bıkmadan, usanmadan, sabırla
Ölken şöyle devam etti: “Yani belli bir zaman diliminde, belli arterlerin daha akışkan olması lazım. çünkü durduğumuz zaman sadece trafik sıkışmıyor. Yanında çok olumsuz etki oluşturuyoruz. Doğaya karşı ben açıkçası dünden daha umutluyum. Tabi ki gelecekle ilgili tehditler sadece bununla ilgili değil. Sadece hareket etme meselesi değil, iklim değişikliğinin biyo çeşitlilik problemi var. Temiz su problemi var. Kaliteli gıdaya erişim problemi olabilir. Daha sonrasında göçler konuşulabilir. Yani öyle bir konu ki bu sürdürülebilirlik hareket bunun önemli bir parçası, küresel ısıma, iklim değişimi, biyo çeşitlilik, su kalitesi çok önemli bir parçası. Biz bıkmadan usanmadan sabırla bu işi ilmek ilmek örmek zorundayız.”