Türkiye denizleri fırtınalı havadan geçiyor. Son günlerde birçok deniz taşıtının battığına ya da ağır hasar aldığına şahit olduk. Tabii ki bu kayıp ve hasarların tazmini söz konusu. Şimdi akıllarda “Deniz Sigortacılığı’nda tazminat talebi nasıl karşılanır?” sorusu var.
Türk P&I Sigorta Teknik Müdürü Umut Can, bu soruya “Deniz Sigortacılığı’nda Tazminat Taleplerine Genel Bakış” başlığı alında cevap veriyor.
Türk P&I Sigorta Teknik Müdürü Umut Can’ın Türk P&I Sigorta’nın Aralık Sirküleri’nde yer alan makalesi şöyle:
Denizcilik sektörü, küresel ticaretin temel taşlarından biridir. Denizcilik, okyanuslar arasında mal ve hizmetlerin hareketini kolaylaştırır, ekonomileri birbirine bağlar ve tedarik zincirlerini sürdürür. Deniz sigortacılığı, bu karmaşık yapıda gemilere, kargoya ve diğer denizcilik varlıklarına risklere karşı koruma sağlayarak hayati bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte, deniz sigortacılığı manzarası sürekli olarak gelişmektedir. Ortaya çıkan trendler ise, teknolojik gelişmeler ve denizcilik operasyonlarının sürekli değişen risk profiline bağlı olmaktadırlar. Bu trendleri anlamak, deniz sigortacılarının sektörün karmaşık yapısından kaynaklı riskleri etkili bir şekilde yönetebilmeleri için önem taşımaktadır.
Deniz Sigortacılığı Hasarlarının Önde Gelen Nedenleri
Deniz sigortacılığındaki hasar talepleri, sigortacılar için kendine özgü zorluklar oluşturan çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır. Deniz sigortacılığındaki genel trendlere göre, deniz sigortalarındaki hasar taleplerinin en önemli üç nedeni şunlardır:
Yangınlar ve Patlamalar: Gemilerde çıkan yangınlar, deniz sigortacılığı kayıplarının ana nedeni haline gelmiştir ve 2017 ile 2021 yılları arasında kayda geçen hasar taleplerindeki değerin yüzde 18'ini oluşturmaktadır. Bu endişe verici eğilim kısmen, gemilerde artan lityum iyon pilli emtia taşıması nedeniyle meydana gelmektedir. Bu piller, aşırı ısınma ve kendiliğinden yanma potansiyelleri nedeniyle önemli bir yangın riski oluşturabilir.
Kargo Hasarları: Kargo hasarı, deniz sigortacılığı taleplerinin en sık görülen nedeni olmaya devam etmektedir ve toplam talep sayısının yüzde 30'unu oluşturmaktadır. Bu genellikle yetersiz elleçleme, uygunsuz depolama veya hatalı ambalajlama nedeniyle meydana gelir ve malların fiziksel hasar görmesine, bozulmasına veya kontamine olmasına neden olur.
Doğal Afetler: Kasırga, tayfun ve sel gibi aşırı hava olayları, iklim değişikliği nedeniyle daha sık ve şiddetli hale gelmiştir ve bu da deniz sigortacılığı taleplerinde bir artışa yol açmaktadır. Bu olaylar gemilere, limanlara ve altyapıya ciddi hasar verebilir ve maliyetli onarımlar ve denizcilik operasyonlarında kesintilere neden olabilir.
Deniz Sigortacılığı Hasarlarında Ortaya Çıkan Trendler
Bu ana nedenlere ek olarak, deniz sigortacılığı manzarasını şekillendiren ve sigortacılar için zorluklar yaratan çeşitli ortaya çıkan trendler bulunmaktadır. Bu eğilimler şunları içerir:
Gemilerin Büyüyen Boyutu ve Karmaşıklığı: Gemilerin büyüyen boyutu ve denizcilik operasyonlarının artan karmaşıklığı, daha büyük ve daha karmaşık hasar taleplerine yol açmaktadır. Bu, sigortacıların karmaşık risk değerlendirme ve risk azaltma stratejileri geliştirmelerini gerektirir.
Tedarik Zinciri Kesintileri: Küresel tedarik zincirleri giderek daha karmaşık ve birbirine bağlı hale gelmektedir, bu da onları doğal afetler, siyasi istikrarsızlık veya siber saldırılar nedeniyle meydana gelen kesintilere karşı daha savunmasız hale getirmektedir. Bu kesintiler gecikmelere, kayıplara ve taleplere yol açabilir.
Siber Güvenlik Tehditleri: Denizcilik operasyonlarında teknolojiye artan güven, sektörü siber saldırılara karşı savunmasız hale getirmiştir. Bu saldırılar operasyonları bozabilir, hassas verileri tehlikeye atabilir ve mali kayıplara yol açabilir.
Riski Azaltma ve Risklere Karşı Dayanıklılığı Artırma Stratejileri
Deniz sigortacıları, riski azaltmak, risklere karşı dayanıklılığı artırmak ve değişen deniz sigortacılığı süreçlerini yönetmek için farklı stratejiler uygulamaktadırlar. Bunlardan bazıları şu şekildedir;
- Temkinli Sigortacılık: Yüksek riskli gemilere, kargoya veya operasyonlara maruz kalmaktan kaçınmak için temkinli sigortacılık uygulamaları hayati önem taşımaktadır. Sigortacılar, risk faktörlerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmeli, ayrıntılı incelemeler yapmalı ve uygun riske uygun primler sunmalıdır.
- Mürettebat Eğitimi ve Bilgilendirmesi: Mürettebata yangın önleme, kargo elleçleme ve acil durum müdahale prosedürleri konusunda eğitim vermek, kazaları ve hasar taleplerini önemli ölçüde azaltabilir.
- Teknolojik Gelişmelerden Yararlanma: Veri analitiği, yapay zeka ve uzaktan izleme sistemleri gibi teknolojilerden yararlanmak, risk değerlendirmesinin daha iyi yapılmasını sağlayabilir, hasar taleplerinin elleçlenmesini daha etkin hale getirebilir ve proaktif risk azaltımını kolaylaştırabilir.
- Sigortalılar ile Doğru İletişim ve Bilgilendirme: Sigortalıları risk yönetimi uygulamaları, kargo elleçleme teknikleri ve güvenlik protokolleri konusunda eğitmek, kayıpların önlenmesine ve hasar taleplerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
- İş birliği ve Bilgi Paylaşımı: Sektör ortaklarıyla işbirliği yaparak, hem bilgi ve hem de en iyi uygulamaların paylaşılması, araştırılması ve geliştirilmesi, ortaya çıkan riskleri belirlemeye ve etkili azaltma stratejileri geliştirmeye yardımcı olabilir.
Hızlı Uyumu ve Değişime Açıklığı Benimsemek
Deniz sigortacılığı, teknolojik gelişmeler, değişen risk profilleri ve ortaya çıkan trendler dahilinde sürekli evrilmektedir. Bu dinamik ortamda rekabetçi ve etkin kalmak, deniz sigortacılarının çeviklik ve uyarlanabilirlik stratejilerini benimsemesine bağlıdır. Sektördeki ihtiyaçları doğru anlamak ve etkin risk azaltma stratejileri uygulamak, deniz sigortacılarının zorlukları aşabilmesine imkân tanıyacaktır.