SİGORTAMNEWS Haber Merkezi
Sigorta Tahkim Komisyonu ve Sigorta Tatbikatçıları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Trafik Kazalarından Kaynaklanan Bedensel Zararlarda Maluliyet Raporlarına İlişkin Usul ve Esaslar” konulu sempozyumda konuşan Av. Prof.Dr. Vural Seven, hatalı engelli raporlarının sigortacıyı ve sigortalıyı mağdur ettiğini söyledi. Seven, mağduriyetin giderilmesinin yollarını da anlattı.
AYNI ÇERÇEVEDE GÖRÜLÜYOR
“Son dönemde yürürlükte olan yönetmeliğe göre engellilik raporunun devlet veya üniversite hastanelerinden alınması gerekiyor” diyen Seven, “Daha doğrusu Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği ve yayınladığı listelerde belirttiği hastanelerden alınması gerekiyor. Bu raporlara süresi içerisinde karşı tarafın itiraz etme hakkı da var. İtiraz üzerine bu raporlar kesinleşiyor. Kesinleşen raporla yargıya ya da Tahkim’e gidildiğinde, başvurucunun uzun bir zaman gerektirmeden hakkın alması gerekiyor. Ancak sistem içerisine baktığımızda üniversitelerin adlı tip ana bilim başkanlıklarından da raporlar alındığını görüyoruz. Bunun sebebi de Yargıtay uygulamasında adli tıp ana bilim dallarıyla adli tıp kurumunun aynı çerçevede görülmüş olmasıdır” dedi.
SÜRECİ UZATIYOR
Seven, “Bizim sistemimizde mevzuata baktığımızda Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği hastanelerden alınan engelli raporları resmî belge niteliğinde iken, üniversitelerin adlı tip ana bilim başkanlıklarının verdiği raporlar Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun 293. maddesi anlamında uzman görüşü olarak karşımıza çıkıyor. Bunların hukuki nitelendirilmeleri ve değerlendirilmeleri birbirinden farklıdır. Bu durum sürecin uzamasına neden oluyor. Bir diğeri de sistem içerisinde bu raporların alınıp başvurulduğu takdirde sigorta şirketinin yapması gereken tek şey var. Aktüer raporu alıp, tazminatı hesaplamak. Ancak bu raporlar geciktiği için, aktüer hesaplaması da uzuyor. Böylece sigortalı tazminata geç kavuşuyor. Oysaki bunun belirlenebilir halde, mevzuata uygun şekilde, Bakanlığın belirlediği hastanelerden alındığı takdirde çok rahatlıkla sigortalının veya zarar gören üçüncü kişinin tazminata erken kavuşması mümkün” diye konuştu.
Uygulamaların hem sigortacıyı hem de sigortalıyı mağdur ettiğini vurgulayan Seven, sorunun çözümünü şöyle anlattı:
“İstatistiklere göre trafik kazalarında yılda 288 bin kişi yaralanıyor. Bu rakam her yıl azalıyor veya artıyor. Bu 288 bin engelli raporu demektir. 288 bin kişinin, hastaneleri meşgul etmesi demektir. Yanlış yere başvurup yanlış raporlar alındığında tekrar tekrar nitelikli iş gücü zamanı boşa harcanmış oluyor. Yargıtay 4. Mahkemesi yıllar sonra sağlık kurulu raporlarının tamamlanabilir dava şartı olamayacağına karar vermiş. Sistemi böyle kurguladığınızda size hazır gelmiş olacak. Böylece yanlış yönlendirme de yapmamış olacaksınız. Zarar gören 3. kişi gidip bu hastanelerden raporunu alacak, bu rapora karşı sigorta şirketi bir diyeceği veya itirazı varsa hakem hastaneye itiraz edecek, itiraz üzerine verilen rapor kesinleştiği için artık yargıda bunun tartışılması söz konusu olmayacak. Engellilik oranı çok çabuk tespit edilerek, gerekli ödeme de yapılmış olacak.”
Haberin videosunu izlemek için lütfen TIKLAYINIZ...