Röportaj: Sevil Gümrükcü / SİGORTAMNEWS
Spotta yer alan cümle, Quick Sigorta’nın Sağlık Sigortalarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Elvan Atalay’a ait. Atalay ile Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği’nin (SASDER) düzenlediği Ulusal Kongre’de özel olarak görüştük. Kongrede Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın moderatörlüğünü yaptığı ‘Sağlık sigortacılığında sınırların ötesi’ başlıklı panelde konuşan Atalay’a, ilk olarak Quick Sigorta’nın sağlık sigortalarındaki hamlelerini sorduk.
“Quick Sigorta ve bağlı olduğumuz Maher Holding Sigorta Grubu, Corpus Sigorta, Quick Sigorta ve Quick Hayat Sigorta olmak üzere 3 sigorta şirketi ayrıca farklı konularda hizmet veren şirketlerimiz de sürekli yenilikçi, adı gibi hızlı kararlar verip aksiyon alabilen şirketlerden oluşuyor” diyen Atalay konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sağlık branşında sadece iki yıldır Bireysel Tamamlayıcı sağlık poliçesi üretmeye başladık. Bu poliçenin yanı sıra daha küçük paket niş ürünlerle portföyü çeşitlendirmeye ve trafik poliçeleri ile çapraz satış yaparak, sigorta koruma eksiklerini tamamlamayı hedefledik. Sektörde en fazla acente sayısına sahip bir sigorta şirketi olmamız nedeniyle bu gücümüzü kullanarak, istediğimiz alanlarda büyümeye yönelik çalışmalar yapıyoruz.”
Merak ettiğimiz diğer bir konu da Quick Sigorta’nın sağlıkta 2024’ü nasıl geçirdiği ve 2025 hedeflerinin neler olduğuydu?
Atalay, merakımızı şu cümlelerle giderdi: “2024 yılını, sistemsel eksiklerin tamamlanılması, ürün yazılımlarında revizyonlar ile daha çok altyapı çalışmalarına zaman ayırdık. Önümüzdeki yıl, yeni bir çalışma modeli ile daha önce ürün yelpazemizde bulunmayan Özel sağlık sigortaları ve grup poliçelerini de ekleyerek satışa yönelik daha fazla efor sarfederek, büyümeyi amaçlıyoruz.”
Atalay, “Önümüzdeki dönemde yaşlı bakım sigortaları, uzun süreli sağlık sigortaları da gündemlerimizde olacak. Kamunun da bu konuda çalışmaları var. Biz özel sektör olarak bu çalışmaların neresinde yer alabileceğimizi düşünüyor, üzerinde çalışıyoruz. Doğru modele ulaşıldığında, uzayan ömür, gelişen tıbbi teknolojiler ve artan tedavi masraflarını göz önüne alarak, sürdürülebilir sağlık sigortacılığı için biz de kendi payımıza düşen görevleri üzerimize alıp çözümler sunmayı amaçlıyoruz” dedi.
Özel Sağlık Sigortaları özelinde de konuştuğumuz Atalay, “Özel Sağlık Sigortaları sistemine genç ve sağlıklı iken dahil olmak, yenileme garantisi alabilmek için son derece önemli. Bildiğiniz gibi yenileme garantisi alındıktan sonra, ürünlere göre değişmekle birlikte değişmeyen kural; garanti alındıktan sonra çıkan hastalıklara risk analizi yapılamıyor. Bazı ürünlerde, kullanıma bağlı ek prim de alınamıyor” diyor.
“Bu ürünler hastalandıktan sonra alınamıyor, alınsa dahi poliçe öncesi gerçekleşen riskler, hiçbir zaman karşılanmıyor” vurgusu yapan Atalay, “Hastalanmış bir kişinin, istediği hastaneyi ve doktoru seçebilme özgürlüğüne sahip olması, bunu yaparken de tedavinin mali boyutunu düşünmeden sadece tedavisine odaklanabilmesinin yolu, bir sağlık sigortasına sahip olmakla başlıyor. Atasözlerimizin de söylediği gibi, eğer bir zarara uğrayacak isek en azından; ‘cana değil mala gelsin’ dileği, can sigortalarının önemini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Sigortalılara bir sağlık sigortası poliçesi edinmelerini salık veren Atalay, sözlerini şöyle tamamladı: “Gerek özel sağlık sigortaları gerekse tamamlayıcı sağlık sigortaları, hatta hastalık sigortaları da hastalık anında sadece tedaviye odaklanılmasına izin veriyor. Tedavi giderlerini ödemek, raporlar ve faturalarla ilgilenmek, hastane ile sigorta şirketi arasında çözümlenebiliyor. Tüm bunlar çok kıymetli. Bu nedenle bütçeye uygun bir poliçeyi, hastalanmadan önce alarak, kesintisiz devam edebilmeyi düşünmeli ve sosyal bir sorumluluk gibi çevremize de önermeliyiz.”