EDİTÖR: H. BURAK KARADENİZ

Konumuz Türk sigortacılığı... Özetle, Türk sigorta sektörünün şu anki durumunu ve geliştirilmesi için daha nelerin lazım geldiğini konuşacağız. Peki kiminle konuşacağız?

“Türk sigortacılığı” denilince ilk akla gelen isimlerden olan Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç ile beğeneceğinizi ve eğer sigorta sektörünün içerisindeyseniz faydalanacağınızı umduğumuz güzel bir söyleşi yaptık. Dr. Ahmet Genç, sigortacılıkta bir okyanus. Sigortacılıkla ilgili kanun ve yönetmeliklerin hazırlanmasından tutun da ilgili kamu kurumlarının oluşturulmasına kadar özellikle kamu tarafında birçok hizmetleri olmuştur Dr. Ahmet Genç’in…

İlk sorumuz “Türk sigortacılığının yapılanmasında önemli katkılarınız oldu. Sektörün şu anki durumunu değerlendirir misiniz? Daha neler yapılabilir?” şeklindeydi.

“2000’li yıllarda sigorta sektörümüzün yasal ve kurumsal altyapı çalışmaları tamamlanmıştır” vurgusu yaparak sözlerine başlayan Dr. Ahmet Genç, şunları söylüyor. 

“Bu çalışmaları daha önce Antalya’daki fuarda yaptığım sunumda, ‘Birinci Nesil Reformlar’ olarak adlandırdım ve ayrıntılı bilgi verdim. Daha sonra bu konuda kişisel web sayfamda bir yazı yazdım. Yine Birinci Nesil Reformları özet olarak anlattıktan sonra İkinci Nesil Reformların neler olması gerektiği konusunu da başlıklar halinde verdim.”

“Bu aşamada Birinci Nesil reformlarla ilgili olarak yalnızca güncelleme ihtiyacına ilişkin çalışmalar yapılması yararlı olacaktır. Esas olarak günümüzde İkinci Nesil Reformların çalışılması gerekiyor. Bu reformların başlıklarını kısaca burada tekrar vermek istiyorum:

a.     5 yıllık Sektör Politika Belgesi’nin oluşturulması. Belirsizliklerin ortadan kaldırılması. Diğer bir ifadeyle önümüzdeki 5 yıllık süreçte kamu otoritesinin gözetim ve denetim politikalarının ne olacağı hususu açıkça deklare edilmelidir. Potansiyel yatırımcılar, vatandaşlar ve ilgili diğer sektör aktörleri pozisyonlarını buna göre almalıdır.

b.    Gözetim ve Denetim Reformu: Bilgi işlem tabanlı, gerçek zamanlı, çoğunlukla uzaktan gözetim esaslı, daha az yerinde denetime yer veren, ceza verici değil yol gösterici gözetim ve denetim.

c.     Tamamlayıcı Emeklilik ve Sağlık Reformu: Emeklilik sisteminde 1, 2 ve 3’üncü basamakların tamamının uygulamaya konulması. Tamamlayıcı ile birlikte uzun vadeli sağlık sigortası sisteminin getirilmesi, ‘emeklilik yönetimi’ yerine ‘yaşlılık yönetimi’ yaklaşımının benimsenmesi.

d.    Dağıtım Kanalları Reformu: Tüm dağıtım kanallarının tek bir düzenleme ile düzenlenmesi, bu düzenlemede dijitalleşme ile birlikte aracıların istihdam yoğun yapılarının korunması.

e.     Reel sektörün ve bireylerin finansal güvenlikleri ile üretime devamlarını esas alan bir sigortacılık yaklaşımı. Sigorta veya teminat ihtiyacı olanların bu ihtiyaçlarına uygun ürünler geliştirilmesi.

f.      Katılım sigortacılığı ile kooperatif sigortacılığında kendi özgün modellerimizin oluşturulması.

g.    Yazım ve hasar süreçleri ile ekspertiz sisteminin tam dijital olarak entegre edilmesi. Eksperlik, risk inceleme uzmanlığı, sigorta müfettişliği müesseselerinin birlikte değerlendirilerek mesleki düzenlemeler yapılması.”

Çalkantılı bir yıl olan 2022’yi geride bırakıp, 2023’e girdik. Herkesin kafasında 2023’te sigorta sektöründe neler olacak sorusu ve belki de tedirginliği var. Biz de ikinci sorumuzu “İçinde bulunduğumuz yılda sektör beklentileriniz nelerdir?” şeklinde sorduk.

Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç “Sigorta sektörünün pandemi ve savaş sonrası sorunları kısmen de olsa 2023 yılında da devam edecek gibi görünüyor. Özellikle otomotiv sektöründe dünya çapında devam eden tedarik sorunlarının 2024’e de sarkması bekleniyor. Bu beklenti benim şahsi görüşüm değil, otomotiv konusundaki uluslararası uzmanların görüşü. Bu çerçevede motorlu taşıt sigortalarında çözüm arayışları devam edecek. Diğer branşlardaki sorunların da azalarak devam etmesi beklenebilir” dedi.

Genç, “Pandemi sonrası için, uluslararası sigorta piyasasında radikal değişim ve dönüşüm söylemleri mevcut. Ancak geçmişte de radikal dönüşüm söylemleri duyuldu. Bununla birlikte değişim ve dönüşüm beklendiği gibi hızlı olmadı. Her şeye rağmen piyasa aktörlerinin bu defa değişim ve dönüşümün daha önceki zamanlara göre biraz daha hızlı olacağını göz önünde tutmaları gerekir diye düşünüyorum” diyor ve şu uyarıları yapıyor:

“Uluslararası piyasaların iyi izlenmesi gerekiyor. Yeni uygulamalar, yeni ürünler ve dijitalleşme konusundaki gelişmelerin kaçırılmaması lazım.”

“2022 yılında özellikle trafik sigortası kaynaklı olarak, sigorta şirketleri hayat dışı branşlarda ya daha az kâr ya da zarar beyan ettiler. 2023 yılında, trafik sigortası tavan fiyatlarındaki artışlar ve rekabetin azalması nedeniyle bu branşta bir önceki yıl olduğu kadar büyük teknik zararlar beklenmeyebilir. Ancak 2023 yılında, piyasadaki yatırım araçlarının getirileri göz önünde tutularak, mali gelirlerin azalacağı tahmin edilebilir.”

“Diğer taraftan enflasyondaki aşağıya doğru gidiş mali gelirlerdeki erozyonu bir miktar azaltabilir. Bu noktada sigorta sektörünün yeni ürünlere, maliyet azaltıcı dijital teknolojilere yönelmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.”

Sektörde herkesin konuştuğu, kafa yorduğu ve belki biraz da korktuğu dijitalleşme konusu önemliydi. Pandemiyle birlikte hasar ve satış süreçlerinde çok hızlı bir gelişme yaşanıyor. Üçüncü sorumuz da “Sektördeki dijitalleşmeyle ilgili neler söylersiniz? Özellikle satış kanallarında dijital satışın payı artarken, acente payı düşüyor. Acentelere bu anlamda ne önerirsiniz?” şeklinde yönelttik.

Genç, “Dijitalleşme kaçınılmaz görünüyor. 4-5 yıl önce bu konuda yapılmış bir çalışmada, dijitalleşmenin acenteler üzerindeki etkisi ele alınmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 5-6 Avrupa ülkesi ve Brezilya üzerinde çalışılmıştı. Bu çalışmada, sigorta şirketlerinin dijitalleşme yolunda acenteleri ile birlikte hareket ettiği ve acentelerin aradan çıkarılması yönünde bir gelişme görülmediği sonucuna varılmıştı” şeklinde, acentelerin gönüllerine su serpecek bir gerçeği paylaşıyor.

“Sigortacılığın gelişmiş olduğu birçok ülkede olduğu gibi bizde de hayat sigortaları ağırlıklı olarak bankalar üzerinden satılmaktadır” diyen Genç şunları söyledi: Dolayısıyla kredi hacminin arttığı dönemlerde bankaların payının artması doğal görünüyor. Ancak özellikle, neredeyse yüzde 85-90 ve üzeri oranlarda acente tarafından satılan motorlu taşıt sigortalarında (kasko + trafik) dijitalleşme belli ölçüde acentenin aleyhine olabilecektir.”

“Bu noktada, düzenleyici otoritenin, birinci sorunun cevabında bahsettiğim politika belgesinin içerisinde, acenteyi destekleyici ve acentenin istihdam yoğun yapısını koruyucu bazı tedbirlere yer vermesi doğru olacaktır.”

ACENTELERE TAVSİYELER

“Acentelere tavsiyem iki tanedir. Bir; hep ifade edilen klasik tavsiye, trafik + kasko dışındaki branşlara da yönelin (bunu herkes ifade ediyor). Bu nasıl olacak derlerse iki; birleşerek güç birliği yapın, kurumsallaşın, belli branşlarda uzmanlaşmış personeli istihdam edin ki diğer sigorta branşlarında da payınız artsın. Böylece, birleşme sonucu ortaya çıkacak mali güçlerinin bir kısmını da dijitalleşmeye harcayabilirler. Bu tavsiyeler özellikle prim üretimi belli bir seviyenin altında olan ve trafik + kaskoda yoğunlaşmış acenteler içindir.”

Röportajımızı fazla uzatıp sıkıcı hale getirmeme adına sorularımızı kısa tutup son sorumuzu “Sizin vurgulamak istedikleriniz?” şeklinde sorduk. Genç, son söz olarak ‘insan’a değindi. Bakın şöyle:

“Kamu otoritesi hangi düzenlemeyi yaparsa yapsın, bir işletmenin başarısı büyük ölçüde insan kaynağına bağlıdır. Bu nedenle sigorta sektörünün tüm aktörleri (sigorta şirketleri, reasürans şirketleri, aracılar, eksperler vb.) insan kaynağı konusunu önemsemek durumundadırlar. İşini iyi bilen insanların çalıştığı ve yönettiği bir kurum, şartlar ne olursa olsun başarılı olacaktır.”

Evet, değerli okuyucularımız. Röportajımız burada sonlanıyor. Bu olumlu bilgileri, size aktarma fırsatı verdiği için Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Editör: Veli Karadeniz