Sayın Selva Eren, sohbetimizde en detaylı açıklamayı Türk Reasürans ile ilgili sorumuz için yaptı. Kurucu Genel Müdürü olduğu Türk Reasürans, sektöre ne katmıştı?
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 96 sene önce bir reasürans şirketi kurduğunu belirterek sözlerine başlayan Sayın Eren, “96 sene sonra da bana ve ekibime nasip oldu bir reasürans şirketi kurmak, bunun için son derece mutluyuz. Her şeyi sıfırdan kurarken yaşadığımız zorlukların ve harcadığımız çabanın nihayetinde; Türk Reasürans’ı çok kısa sürede sektörün önemli ve güçlü bir aktörü haline getirmenin gurunu yaşıyoruz. Türk Reasürans olarak yaklaşık yüzde 54'lük bir pazar payına sahibiz.”
Gönül rahatlığıyla dile getiriyorum ki Türk Reasürans olarak yaptığımız işler ülkemiz ve ekonomimiz için çok kıymetli. Bu motivasyon sayesinde ne kadar çalışsak da yorulmuyoruz bence. Tohumlarını sıfırdan attığınız bir ağacın meyve verdiğini görmek gibi bir his diyebilirim bu başarı. İnşallah bu ağacın daha da büyüyüp serpildiğini de göreceğiz.” dedi. Sayın Eren Türk Reasürans’ın kuruluş hikayesini ise şöyle anlattı:
“Türk Reasürans olarak bugün baktığımız zaman, çıktığımız yolda, ilk başladığımız anda ‘Ülkemizde iki tane var, bir üçüncü reasürans şirketine gerek var mı?” gibi sorular duyduğumuz oldu. Bugün geldiğimiz noktada, özellikle reasürans kapasitesinin bu kadar daraldığı, bu kadar sıkıntı yaşanan bir dönemde, lider reasürörler Türkiye'deki kapasitelerini azaltırken, bizler bırakın kapasite azaltmayı, aynı tutmanın ötesinde arttırdık. Buna ilave olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın destekleriyle ek kapasiteler vererek sigorta sektörüne, Türkiye'deki birçok sigorta şirketine bu sene gerçekten ciddi anlamda destek olduk. Her şeyin ötesinde ülkemiz için bir değer yaratmış olmanın ve sektörümüzü desteklemenin mutluluğunu yaşıyoruz.
600 milyon TL sermaye ile başladığımız bu yolda, dört finansal yılın sonunda 2.9 milyar TL'lik bir öz kaynağa ulaştık. 1.5 milyar TL'si teknik kâr olmak üzere 1.7 milyar TL bir kâr açıkladık. Bunların tümü çok akılcı ve planlı atılan adımların neticesinde elde edildi.” “Hazine ve Maliye Bakanlığımız, vergilerimizden finanse edilen bir sermaye ile bu kurumu kurdu ve beni bu göreve getirdi. Kuruluşumuzda bizlere verilen 80 milyon dolar, bugün kur artışına rağmen yaklaşık 96 milyon dolar ediyor. Bu çerçevede gururla söylüyoruz ki devletimize yüzde 19 kâr ettirmiş bir kurumuz. Geçen yıllarda kuruluş amaçlarımız olan yurt içi reasürans kapasitesini artırma, teminat verilemeyen risklere sigorta sağlama, ekonomik dengeleme ve sürdürülebilir büyüme hedeflerimize ulaşmak için büyük adımlar attık. Sadece Türk Reasürans olarak değil, aynı zamanda bizlere yönetme sorumluluğu verilen DASK ve Özel Riskler Yönetim Merkezi ile de değer ürettik.”
“Özel Riskler Yönetim Merkezi vasıtasıyla Rusya-Ukrayna Savaşı'nda aldığımız önlemler ve tahıl koridorunu organize etmemiz, turizmin devamını sağlama çabalarımız, uçak ve denizcilik sektörlerine sunduğumuz çeşitli teminatlar, Akkuyu Nükleer Santrali'ne verdiğimiz güvenceler dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Bu çabalarımız, sadece ticari bir başarı değil, aynı zamanda ülkemizin uluslararası alanda takdir görmesini sağladı. Lloyd's Market'ten Birleşmiş Milletler Meclisi’ne kadar geniş bir platformda adımızı duyurduk ve bu bizi gururlandırıyor. Şu anda ülkemizin Birleşmiş Milletlerle iş birliği yaparak Avrupa'nın ve diğer gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu tahıl veya gübre gibi yaptırıma tabii olmayan alanlarda bir çalışma grubumuz var. Tüm bu ürettiğimiz değer bizim için büyük bir onur ve sorumluluk.”
Katılım sigortacılığı ve sigorta odaklı teknolojiler alanındaki çalışmalarından da bahseden Selva Eren Türk Katılım Reasürans ve T Rupt şirketlerinden de gururla bahsetti. “Bu çalışmalarımızın yanı sıra Türk Reasürans’ın kendi öz kaynakları ile finanse edilerek kurulan Türk Katılım Reasürans şirketimizle de katılım sigorta şirketlerine kapasite veriyoruz. Ayrıca, Yıldız Teknoparkı'nda T-Rupt adında bir teknopark şirketimizin bulunması da ülkemizin teknoloji ve yenilik alanındaki başarılarını gösteriyor ve bizleri geleceğe daha umutlu bir şekilde bakmaya teşvik ediyor.”
“Kurulduğumuz ilk günden bu yana üzerinde çalıştığımız bir diğer projemiz de Ana Reasürans Uygulamamız (ARU). yurt dışından ithal bir ana reasürans uygulaması değil, kendi öz kaynaklarımızla, kendi ekibimizle yapmış olduğumuz bu Ana Reasürans Uygulamasını uçtan uca bir ürün haline getirdik ve geliştirdik. ARU’nun ikinci versiyonunu yayınlamaya da hazırız.”
“Ayrıca, dünyada RMS'den ikinci modelleme platformunu oluşturduk. Deprem modelleme programları, sigorta şirketlerinin her yıl portföylerini değerlendirmelerinde kritik bir rol oynar. Örneğin, Kahramanmaraş, Ankara veya İzmit gibi bölgelerde bir sigorta portföyüne sahip olduğunuzu düşünün. Bu bölgelerde meydana gelebilecek bir depremde sigorta şirketinizin karşılaşabileceği finansal kayıp hesaplanır. Bu sonuçlara göre, sigorta şirketi riskini belirler ve gerektiğinde bu riski devreder. Eğer risk azaltılamazsa ve olası bir depremde finansal kayıp yaşanırsa, şirket bu kaybı kendi öz kaynaklarından karşılamak zorunda kalır. Bu durumda, şirketin iflas riskiyle karşı karşıya kalabilir. Dolayısıyla, modelleme süreci, reasürans ve sigortacılığın temel adımlarından biridir ve büyük önem taşır.”
“Reasürans ülkemizde uzun süredir var olsa da son beş yıldır modelleme konusu daha fazla ön plana çıkıyor. Bu konuda gencecik bir şirket olarak lider bir pozisyonda ilerliyoruz. Dünya çapında benzeri olmayan, kendi ülkemizin gerçekleriyle uyumlu olan ve kendi ülkemizin bina envanterlerine dayanan gerçek depremlerin modellemesiyle yapılan bir platformdan ürettik ve geliştirmeye devam ediyoruz. Bu platformun benzersizliği ve etkinliği sayesinde Kahramanmaraş Depremlerinde ilk 48 saat içerisinde DASK'ta kaç milyar TL hasar ödeyeceğimizi biliyorduk. DASK'ın tahmini hasar ödemesine uygun şekilde süreç ilerledi ve sonuçta vatandaşlarımıza 35 milyar TL ödeme gerçekleştirdik. DASK’ın teknik işleticiliğini yürüttüğümüz 3 buçuk senelik süreçte ödeme gücünü 25 milyar TL’den 280 milyar TL'ye ulaştırmış olmanın gururunu yaşıyoruz.”
“DASK’ın teknik işleticiliğini aldığımızda 20 arkadaşımız geldi sadece buraya. Türk Reasürans olarak onun üzerine neler koyulduğuna, ne emeklerle ne işler yapıldığına baktığımda bunun alın terinden ve emekten oluşan bir başarı olduğunu düşünüyorum.”
“Deprem öncesinde attığımız önemli adımlar sayesinde operasyonel ve finansal olarak olası büyük bir depreme hazırdık, bununla birlikte depremden sonraki süreçte vatandaşlarımızın acısını bir nebze olsun dindirebilmek için tüm ekiplerimiz canla başla çalıştı. Bu sayede depremin üzerinden henüz 24 saat geçmeden ilk hasar ödememizi gerçekleştirdik. Ardından operasyonun istikrarını sağlamak çok çalıştık, yüzlerce kişinin geçici olarak istihdamı organize ettik. Sigortalılarımızla birebir temas kurmak için deprem bölgesindeki illerimizi her hafta ziyaret ettik. Bütün bu süreç benim ve ekibim, DASK Genel Koordinatörümüz Erdal Bey'in (Erdal Turgut) yoğun çabalarıyla, özellikle sahada olan arkadaşlarımızın emekleriyle gerçekleşti.”
YARIN: Çok özel sorduk ve çok özel cevap aldık