Gayrettepe mahallesinde olduğum için olay yerine çabuk intikal ettim. Çünkü aynı binada 20 yıllık acente bir arkadaşım vardı.
İstanbul Beşiktaş’ta geçtiğimiz gün bir diskotekte çıkan yangın canımı çok acıttı.
Gayrettepe mahallesinde olduğum için olay yerine çabuk intikal ettim. Çünkü aynı binada 20 yıllık acente bir arkadaşım vardı. Vardığımda gördüklerimi bir daha yaşamak istemiyordum. En son Soma’da yaşanan ihmaller zincirinin bir benzeri yaşanıyordu. İlk tespitim alana gazeteciler de dahil kimseyi sokmak istememeleri idi. Ölüm sayısının artmasına neden olan ihmaller zincirinin bilirkişi incelemesi esnasında tam olarak anlaşılabileceğini bile sanmıyorum.
Arkadaşıma sağlıkla ulaştım çok şükür. Onun ifadesi bir patlama sonrası alevlerin 40 saniye kadar kısa bir sürede yayıldığı, yangının çıktığı binanın arka yönü olması nedeni ile ayrı çıkışları olduğu için olay yerini terk edebildikleri ve bu iş yerinde yaklaşık birkaç aydır tadilat yapıldığı, işlerde sona gelindiği açılışları yakın olduğu için de çok yoğun çalışıldığı bilgisine ulaşabildim. Tüm binanın sol cephesi 7. kata kadar dumandan is içindeydi. Ateşin hararetinden 4. kata kadar camlar patlamıştı. Hiçbirine yanaşmaya cesaret edemediğim vefat eden yakınlarının gözyaşları sel olmuştu. Kesin ölü sayısı ve yangının çıkış nedenine bilirkişi çalışmalarından sonra ulaşılabileceğini düşünüyorum.
Her katta 5 daire olan 16 katlı 40 yaşa yakın yorgun bir bina. Yangın nedeniyle binanın statiğinin de etkilemiş olduğunu düşünüyorum. Olayın sorumlularının isimlerinin ve soyadlarının baş harfleri ile verilmesinden de anlıyorum ki bu da diğer iş cinayetleri gibi tarihin tozlu raflarına taşınacak.
Üzgünüm…
Bir sigortacı olarak daha da üzgünüm. Henüz binanın sigortası olup olmadığını da öğrenebilmiş değilim. Yaşam bu kadar ucuz bu kadar acı verici olabilir mi? Hherkesin söylediğini söyleyerek kapatmayacağım. ‘Başımız sağ olsun’ demek, ‘kaderimize razı olanlardan olalım, tedbirleri almayalım’ demek anlamına geliyor.
Ben ise üzgünüm, çok canım acıyor…