SİGORTAMNEWS
NTV’de Noyan Doğan’ın sunduğu Bakış programının canlı konuğu olan Erdoğan, konut sigortalarında da TARSİM benzeri model uygulanarak, devlet tarafından prim desteği verilmesini önerdi.
Bu desteğin sigortalanma oranını (penetrasyon) yukarılara çıkaracağını söyleyen Erdoğan, “Benzer destek KOBİ’lere de verilebilir. KOBİ’lerde sigortalılık oranı çok düşük. Neden KOBİ’lere yangın ve doğal afetler tarafında prim desteği vermiyoruz?" diye sordu.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle…
“Son yıllarda özellikle iklim değişikliğine bağlı olarak sigorta frekansında çok ciddi artışlar görmeye başladık. Bizim kendi coğrafyamızda 1900'den 2023 yılına kadar can ve mal kaybına yol açabilen 269 tane deprem olmuş. 7'nin üzerinde 20 tane deprem meydana geldi. Bu da yaklaşık 6 yılda bir 7'nin üzerinde deprem demektir. Doğal afet sadece deprem demek değil. Doğal afetin yanında seller, taşkınlar, heyelan, kar ağırlığı ve çığ gibi özellikle bizim coğrafyamızın özgü çok daha fazla riski içermektedir. Bunların tabii ki insani boyutları var, maddi boyutları var. İnsani boyutları belki tek başına sigortanın konusu değil ama maddi boyutları tabii ki sigortanın en önemli konusu. Şimdi sadece deprem tarafından baktığımız zaman, çünkü deprem niye önemli? Deprem şu anlamda önemli. Depremin frekansı, frekans olarak diğer doğal afetlere göre frekansı daha düşük ama şiddeti hiçbir doğal afette karşılaştırılamayacak kadar büyük bir şey.”
ÇOK DAHA FAZLA HAZIRLIKLI OLMAMIZ GEREKİYOR
“Şimdi en son 2023 Maraş depreminden yola çıkarsak, 9 saat arayla 2 deprem yaşadık. 7.8 ve 7.5. Ekonomik büyüklüğü 103 milyar doların üzerindeydi. Bu Gayri Safi Milli Hasıla’nın yaklaşık yüzde 10'una denk geliyor. 11 ilde 14 milyon vatandaşımız etkilendi. 2.2 milyon insanımız barınma sorununda karşı karşıya kaldı. Coğrafi olarak baktığınız zaman 109 bin kilometre kare ülkemiz sınırlarında olmak üzere 350 bin kilometre karelik bir alan etkiledi. Almanya büyüklüğündeki bir coğrafiyi konuşuyoruz. Aslında hasarın büyüklüğüne baktığımız zaman gerçekten bu konuda çok daha hazırlıklı olmamız gerekiyor. Hem deprem öncesi hazırlıklara hem doğal afet öncesi hazırlıklara ve tabii ki sonrasında da hem ekonomik boyutlarını hem de insani boyutlarını çok daha göz önünde bulundurmamız gerekiyor.”
ÜLKE EKONOMİSİNİN DAHA AZ ETKİLENMESİ İÇİN
“103 milyar dolarlık hasarın yaklaşık 5 milyar doları sigorta kapsamındaydı. Bu tabii ki hem ekonomi üzerindeki yükü çok artırıyor, hem bütçe üzerindeki yükü çok artırıyor. Biliyorsunuz sigorta sektörü bu risklerin çok önemli bir kısmını yurt dışına plase ediyor. Yani ülke ekonomisinin çok daha az etkilenmesine neden oluyor böyle krizler döneminde. Ama 5 milyar dolara baktığınız zaman işte 103 milyar dolar içerisinde 5 milyar dolar yüzde 4.5-5'ler tekabül ediyor. Gelişmiş ülkelerde böyle durumlarda yaklaşık yüzde 45 gibi bir oran sigorta şirketleri tarafından karşılanıyor. Bu anlamda bizim daha çok yolumuz var.”
ÖDEMEDE SIKINTI OLMAZ
“Sigorta bir havuz mantığında işliyor. Bu havuz, sadece ülkenizde işlemiyor, tüm dünyada işliyor. Yani sigorta şirketleri almış oldukları risklerin bir kısmını üzerinde tutuyorken, önemli bir kısmını yurt dışına plase ediyor. Ve plasmanı yapılan reasörler de dünyanın en büyük kuruluşları. Dolayısıyla o paranın finanse edilmesi, o hasarın karşılanması konusunda hiçbir problem yaşanmaz. Bunu depremden sonra gördük. 5 milyar dolar hemen ödendi. Sigorta sektörü daha fazla ödemeyi rahatlıkla yapabilirdi. Yeter ki biz penetrasyonu (sigortalanma oranı) artırabilelim.”
“DASK çok kısmi bir teminat sağlıyor. DASK'ın bugün teminatı Haziran 2024 itibariyle 1 milyon 435 bin civarında. 1 milyon 435 bin ve sadece depremden kaynaklı ve bina hasarlarını karşılıyor. Halen DASK’da sigortalılık oranında yüzde 56 civarında. Bugün konuttan yüzde 25 civarında.”
“Her şeyiniz var bir gecede evinizi kaybediyorsunuz. Arabanızı kaybediyorsunuz, iş yerinizi kaybediyorsunuz. Ve bir anda her şeyinizi kaybediyorsunuz. Orada belki kaybettiğimiz canları geri getiremiyoruz ama hayat istemesek dahi devam ediyor. O zaman da kendi ayaklarınızın üzerinde durmanız gerekiyor. Burada sigorta o kadar önemli ki maalesef ben orada onu defalarca gördüm. Onu defalarca tecrübe ettim. Devletin doğrudan yardım etmesi yerine TARSİM’de olduğu gibi, prim destekleri vererek aslında o sigortalanma oranını biraz daha yukarı taşımayı tercih ediyorum. Bugün sağlık primleriniz, belirli bir oran dahilinde işte, vergi matrağınızdan düşebilir. Bunu genişletelim. Bunu hatta sanayici farklı alanlarda genişletelim. Hatta bir kısmı, bu konut poliçelerinin bir kısmı devlet tarafından sübvanse edilsin. Bakın bunun bütçe üzerindeki yükün çok daha az olacağını göreceksiniz. 103 milyar dolar, 5 milyar dolar. Yani devletin üzerinde kalan yük 98 milyar dolar. BEST'teki gibi yüzde 30 ya da TARSİM'deki yüzde 50 gibi devlet desteği.”