İyiliğin yayılması için reklamının yapılması lazım. AXA Sigorta’nın gönüllüleri ve acenteleriyle yapmış olduğu bu iyilik, başka iyiliklere örnek olabilir.
‘Sivil toplum kuruluşu kahramanı’ merhum Ali Fuat Albayrak amca Çayeli ve Çayelili hemşehrilerim için birçok hizmette bulunmuştu.
Özellikle de büyükşehir karmaşasında ayakta kalmaları için hemşehri dernekleri kurmuş, kaynaşma ve dayanışma köprüsü olmuştu. Çayeli Dergisi için yaptığım röportajda Merhum Ali Fuat amcaya, “Hemşehrilerin için neden bu kadar uğraş veriyorsun?” diye sormuştum.
“Sevgi çiçeklerinin yetişmesi için sevgi tohumları ekiyorum” cevabı karşısında çok duygulanmıştım.
AXA Sigorta’nın davetlisi olarak hafta başında Hatay Antakya’ya gittik. Hepimizi kahreden 6 Şubat depremlerinin yerle bir ettiği Antakya… Yıkılan her binayla binlerce ‘can’a mezar olan Antakya… Ve medeniyetler diyarı Antakya…
AXA Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yavuz Ölken’in de katıldığı ziyarette şirketin üst yönetimi ve acenteler de yer aldı. Antakya ziyaretinin amacı, AXA Sigorta’nın önderliğinde yapılan ve AXA Gönüllüleri ile AXA Acentelerinin “Bir tuğla da bizden olsun” düşüncesiyle destek verdiği Büyükdalyan Tüm Kalplerde İlkokulu’nu yerinde görmekti.
Okula gittiğimizde hayli yaşlıca bir teyze dikkatimi çekti. Ayaküstü konuştuk. 75 yaşındaymış. Depremde yıkılan okulda okuduğunu, şimdi o okulun yerine yapılan okulda torununun eğitim aldığını anlatırken, gözlerinin içinin güldüğünü gördüm. Teyzeye, “Annesi babası yerine neden sen getirdin torununu? Bu yaşlı halinle kendini niye yoruyorsun, evde başka kimse yok mu?” diyemedim.
Diyemezdim… Çünkü…
Kafileyi okula getiren otobüsün camından dışarı bakarken bir bina molozunun içinde beyazlığını kaybetmiş bir yastık gördüm. Kim bilir hangi mutlu çift son defa o yastığa baş koymuştu!
Okulda çocukların cıvıl cıvıl halini görmek, onların sevincine ortak olmak bizleri de mutlu etti.
Ziyaret öncesi sohbet ettiğimiz Yavuz Ölken, okulu anlatırken, “Neden AXA Sigorta veya AXA Türkiye ismi verilmedi?” sorusu geldi aklıma. Tam sormaya hazırlanırken, Ölken anlamış gibi “Okula AXA Sigorta ismini koymak istemedik. Çünkü iyiliğin tüm kalplerde olmasını istedik” dedi.
Soruyu sormadan cevabı almıştım.
Günümüz şartlarında ticari bir müessese, iyi olacak her faaliyette adının geçmesini ister. Anladım ki Yavuz Ölken, iyiliğin reklamının yapılmasını istemiyordu. Yavuz Bey, hiç kusura bakmayın. Sizinle aynı fikirde değilim.
İyiliğin yayılması ve çoğalması için reklamının yapılması lazım. AXA Sigorta’nın gönüllüleri ve acenteleriyle yapmış olduğu bu iyilik, başka iyiliklere örnek olabilir.
Tıpkı, Büyükdalyan Tüm Kalplerde İlkokulu’nun yapılmasını isteyen ve arsasının temininden inşaatının tamamlanmasına kadar her noktada özveriyle katkı sağlayan Adnan Günay ve Halef Günay kardeşlerin iyiliği gibi. Aynı zamanda AXA acentesi olan Günay kardeşler, depremden hemen sonra organize olup, binlerce kişiye günlerce yemek dağıtmışlar.
Henüz konteyner kent görüntüsünden kurtulamayan Antakyamızın yeniden eski hareketliliğine kavuşması için daha çok iyiliğe ihtiyaç var.